Palme Özgürlüğün Matematiği Palme Yayınevi

Palme Akademik Kitaplar Kemal Çinçin
Ürün Kodu : 376991
Yorum Ekle
ISBN : 9786052825211

Yazar : Kemal Çinçin

Basım Yılı :

Boyut : 19x27

Sayfa Sayısı : 80
Özgürlüğün Matematiği
Kampanya
  • Ürün Özellikleri
  • Ödeme Seçenekleri
  • Teslimat ve İade Koşulları
  • Yorumlar (0)
  • Palme Özgürlüğün Matematiği Palme Yayınevi

    Özgürlüğün Matematiği

    Matematik Felsefesi Açısından Yaklaşım

    ÖNSÖZ
    Özgürlük, yüzyıllar boyunca tartışılmış, uğruna savaşılmış, üzerine
    şiirler ve şarkılar yazılmış bir kavramdır. Kavramsal tartışmaların

    nereden kaynaklandığı kitabın geneline bakılınca daha rahat anla-
    şılacaktır. Öncelikle özgürlük ile ilgili olarak şu gündelik sorunları

    hatırlamakta fayda vardır;
    ¿ İstediğimiz zaman istediğimiz şeyi yapmak özgürlük müdür?
    ¿ Hiçbir şeyi yapmaya zorlanmamak bir özgürlük müdür?
    ¿ Serbestlik ile özgürlük farklı kavramlar mıdır?
    ¿ Seçme ve özgürlük ilişkisi nedir?

    ¿ Bizim dışımızdaki canlı varlıklar için de özgürlük tartışması ya-
    pılabilir mi?

    ¿ Özgürlük az ya da çok olarak nitelendirilebilir mi?
    ¿ Basın özgürlüğü, hukuk özgürlüğü, düşünce özgürlüğü, seyahat

    özgürlüğü, ifade özgürlüğü vb. birbirinden ayrı olarak ele alına-
    bilir mi?

    ¿ Bilgi ve inancın özgürlükle ilişkisi var mıdır?

    ¿ Etrafımızdaki insanların bizden beklentisi özgürlüğümüzü kısıt-
    lar mı?

    ¿ Bağımsız olmak özgürlüğün şartı mıdır?
    ¿ Özgür olmayı istemek ne anlama gelir?
    ¿ Özgürlüğün tadını çıkarmak nedir?
    ¿ Özgürlük nasıl alınıp verilir?
    ¿ Özgürlüğün etik alanla ilişkisi nasıl olanaklıdır?
    ¿ Hangi insanlar özgürdür?
    ¿ Ekonomisi iyi olmayan kişiler, toplumlar özgür olabilir mi?
    ¿ Herkesin özgür olmasını istemek ne anlama gelir?

    1

    2 ¿ Özgürlüğün Matematiği
    ¿ Özgürlük çeşitli başlıklar altında nasıl ayrılabilir?

    ¿ Bir başkası gibi ya da kuşlar gibi özgür olmayı istemek ne anla-
    ma gelir?

    ¿ Özgürlüğün gerçekliği ne anlama gelir?
    ¿ Özgürlüğün derecelendirilmesi yapılabilir mi?

    ¿ Birisinin özgürlüğü, bir başkasının özgürlüğünün başladığı du-
    rumlarda biter mi? Nasıl?

    ¿ Herkes özgür olmayı ister mi?
    Bu ve buna benzer onlarca soru sorulabilir elbette. Gündelik
    olarak bu tür düşüncelerin merkezde olduğu tartışmalar ile felsefe

    tarihindeki filozofların argümanları ve düşünce sistemleri çerçeve-
    sinde yapılan tartışmaların bitmek bilmemesinin geçerli bir sebebi

    olmalı. Pek çok alanda olduğu gibi bunun görünen sebebi, ikna etme
    ve edilmiş olmanın değişkenliğinde aranabilir. Matematikten uzak

    olan her türlü tartışmada bu durumun ortaya çıkması ise bizi hiç şa-
    şırtmamalıdır. Matematik felsefesi açısından ele alınan çoğu düşün-
    cede, ortaya konulan çalışmaların matematiğin yapısal ve sembolik

    özelliklerinden sıklıkla faydalandığı görülmektedir. Ancak matema-
    tiğin işlevsel özelliklerinin ve bu özelliklerin tartışılan kavramları

    anlayışta yaratacağı olası farkın da bilincinde olmakta fayda vardır.

    Bu anlamda, kitabı okuyan okuyucular açısından özgürlük tartışma-
    larının çok daha farklı bir biçimde ele alınışı umarım ki mümkün

    olacaktır.

    Matematiğin önemli iki yönü, yapısal tutarlılığı ve anlamsal bir-
    leştiriciliğidir. Matematiksel sembollerin ve işlemlerin onu kavrayan

    zihinlerdeki anlamlandırma süreçleri, matematiğin kullanılmadığı
    diğer bilimlerde ortaya konan düşüncelerdeki süreçlere göre daha

    çok benzerlik gösterir. Bu nedenle matematikten uzaklaştıkça, sos-
    yal yaşamın her alanında özgürlüğün varlığına ilişkin süregelen tar-

    Özgürlüğün Matematiği ¿ 3

    tışmalar, hukuksal ve etik açıdan yapılan türlü tanımlamalarla birlik-
    te devam etmektedir.

    Mevcut durumun dışında, aslında özgürlük, anlık olarak hissedi-
    len bir duyguya işaret etmektedir. Bilincin eşlik ettiği zihinsel süreç-
    ler sonucunda eylem kombinasyonlarının fark edilmesi ve kurulabil-
    mesi ile birlikte, kişi kendisi ya da bir başkası hakkında özgürlüğün

    varlığına ya da yokluğuna ilişkin bir karara varmaktadır. O halde öz-
    gürlük tartışmalarında hissedilen ve yüklenilen özgürlüğü ayırmak

    gerekmektedir. Buna göre, bilincin yöneldiği eylemlerin kurulabilen
    eylem olanakları dahilinde gerçekleşme olasılığı, özgürlük hissinin
    ortaya çıkması ya da kaybolmasına yol açar. Ek olarak kişi, bu eylem

    kombinasyonlarını kendisi için ayrı, bir başkası için ayrı kurup, yö-
    neldiği eylemlerin gerçekleşme olasılığını da kendince yorumlaya-
    bilir. Böylece, kendisini özgür olarak hisseden bir kişinin aynı anda

    bir başkası tarafından özgür olmadığı düşünülebilir. Çünkü ikisinin
    de sahip olduğu bilgi, inanç, tecrübe dünyası ve yöneldiği eylem
    kombinasyonları farklı olabilir.

    Basitçe örneklendirecek olursak; bir kişi yolda yürürken, (koşa-
    rak, yürüyerek, bazen durarak, çeşitli vücut biçimlerinde ve istediği

    yere ayağını basarak vb.) anlık olarak olanağını sorguladığı eylem
    kombinasyonlarını düşünüp kendisini özgür hissedebilir. Bu kişiyi
    gözlemleyen bir başkası ise yolda yürüyen bu kişiyi gözlemlerken

    ( çıplak olarak yürüyemeyeceği, bir kuş gibi uçamayacağı vb.) ola-
    nağını sorguladığı çeşitli eylem kombinasyonlarını bu kişinin ger-
    çekleştiremeyeceğini düşünür, bilir ya da inanırsa bu kişinin özgür

    olmadığını düşünebilir.

    Özgürlüğün varlığına ilişkin bir sorgulamada, zihinde gerçekle-
    şen eylem kombinasyonlarının sayısı genel olarak sonsuz çoklukta

    ya da sorgulamaya eşlik eden sürede sayılamayacak kadar çok ise
    özgürlük hissi ortaya çıkar. Sayılabilen eylem kombinasyonlarının
    ise matematiksel modellemesi yapılabilir. Bu durumda, bilincin yö-

    4 ¿ Özgürlüğün Matematiği
    neldiği eylemlerin gerçekleşme olasılığına yönelik bir süreç işler.
    Tartışılan süreçlerin sonucunda da kişi özgürlüğün olup olmadığına
    yönelik anlık bir değerlendirmede bulunur. Bireylerin kurduğu ve
    özgürlüğü hissettiren eylem kombinasyonları, özgürlük alanlarını
    yaratır. Bu özgürlük alanlarının kesişmesi durumunda ise özgürlük
    hissi bazı şartlarda kaybolabilir.

    Matematiksel modellemenin olanağı, özgürlüğün kavramsal ola-
    rak etik alanında amaç ve araç olarak ele alınmasına yol açabilir. Ek

    olarak, yaratıcı düşüncenin ve insanlığın gelişimine yönelik tartış-
    malarda, eğitimin ana amaçlarından birisi böylece özgürlüğün ger-
    çek kılınması ve hissedilmesinin yollarını kişilere öğretmek olur. Bu

    amaçla eğitim, öncelikli olarak eylem kombinasyonlarını kurabilen
    ve böylelikle özgürlük alanlarını genişletebilen bireyler yetiştirmeyi
    hedefler.
    Özgürlük kavramının felsefe tarihinde tartışılagelmesinin en

    önemli nedeni, bu kavramın insanın kültür varlığı olarak ele alınma-
    sına bağlı olarak daha çok etik açıdan değerlendirilmesidir. Çünkü,

    başlıca teknoloji, bilim ve sanat alanlarındaki sürekli ve muazzam
    değişim, felsefi düşünce yapısını da şekillendirmiş, genellikle de

    eski tartışmaların yeniden yorumlanması biçiminde etiğin birer mal-
    zemesi olmuştur.

    Özgürlük kavramının pratikte kendisini gösterdiğine inanılan

    belirleyiciliğine ilişkin tartışmalara girmeden, özgürlük düşüncesi-
    nin bilinç sayesinde ortaya çıkışındaki matematiksel bir takım olası

    modellemeler ortaya koyulmaya çalışılmasında fayda vardır. Böy-
    lece, tartışmalarda kullanılan dilin anlam ve yapılandırmasına iliş-
    kin sorunların en aza indirgenmesi amaçlanmaktadır. Matematiksel

    sembollerin hedefi, karmaşık ifadelerin düzenlenmesi ve böylece
    anlamanın çabuklaştırılmasıdır (Mazur, 2017: xiii). Elbette bunun
    olabilmesi için matematik bilgisinin yeterli düzeyde olması gerekir
    çünkü cebirsel ifadelerin okunması sürecinde matematiksel sembol-

    Özgürlüğün Matematiği ¿ 5

    lere alışkın bir zihinde ölçülemeyecek kadar kısa bir zamanda sayı-
    lamayacak bağlantı ilişkileri kurulur. (Mazur, 2017: xiv).

    Genel anlamda her türlü matematiksel model, bir tür zihinsel ta-
    sarıma işaret eder ve bu tasarım zihinsel karmaşıklığın azaltılmasına

    yöneliktir. Matematiksel modelleme sayesinde pratik yaşamın her

    alanında ve düşünce tasarımında, olası zaman ve enerji kaybının en-
    gellenmesi sağlanabilir. Örneğin, bir uzay aracının Dünya’dan Ay’a

    gönderimini matematiksel modellemeler yapmadan ve bunları teorik

    olarak test etmeden sadece deneme yanılma yöntemiyle gerçekleş-
    tirmeye çalışmak, elbette inanılmaz bir zaman, enerji ve ekonomik

    kayıpla sonuçlanacaktır. Bu anlamda, sosyal bilimler alanında temel

    matematiksel modellemelerin yaygınlaşması, mevcut tartışma bi-
    çimlerinin geliştirilmesine katkıda bulunur.

    Özgürlük, doğrudan doğruya sayısal bir değer olmamakla birlik-
    te, özgürlük hissinin oluşumu matematiksel modelleme uygulama-
    sına yatkındır.

    Matematiğin anlamsal birleştiriciliği, özgürlük kavramına uy-
    gulandığı ölçüde tartışmaların çok farklı açılardan ele alınması da

    mümkün olacaktır. Çünkü, matematik biliminde gözlemsel olgula-
    rın açıklanmasından ziyade, algılanan ilişkilerin teorik olarak açık-
    lanması çabası söz konusudur (Yıldırım, 2004: 14). Bu çalışmada,

    özgürlük hissinin var olup olmadığı değil, ona ilişkin hissin ortaya
    çıkışının matematiksel bir modellemesinin olanağının tartışılması
    amaçlandığından, özgürlük kavramı metafiziğin bir konusu olarak
    değil, matematiksel bir modelleme nesnesi olarak ele alınacaktır.

    Bununla birlikte, özgürlük düşüncesi hissedilen ve yüklenilen öz-
    gürlük olarak; yani bilincin kendisi hakkındaki özgürlük düşünce-
    siyle, hakkında yorum yaptığı başka bilinçlerin özgürlük düşüncesi

    ayrı ayrı ele alınmalıdır. Çünkü, ortaya konulmaya çalışıldığı gibi,
    özgürlük hissi bilincin pratikte ya da düşüncede deneyimleyebildiği

    ve matematiksel olarak açıklanmaya çalışılacak olan eylem kombi-
    nasyonlarının farkındalığıyla çok yakından ilgilidir.

    6 ¿ Özgürlüğün Matematiği

    Öncelikli olarak, özgürlüğün tanımının pratik sonuçlardan hare-
    ketle ortaya konulmasındaki sakıncalar göz önünde tutularak, bilin-
    cin özgürlüğün varlığı ya da yokluğuna karar verişindeki etmenlerin

    ortaya çıkışı ve işlevselliği ele alınmalıdır. Bu bağlamda çalışmanın

    temel amacı, özgürlük hissinin yorumunun hangi şartlarda ve han-
    gi formlarda ortaya konulup konulmadığını araştırmaktır. Epistemik

    bir hedef amaçlanmamıştır ya da a priori gerçeklik ve bilgi tartışma-
    larına girilmeyecektir. Matematiğin mantık alanına giren, sistemsel

    ve tartışılagelen yapısı dışında, görece basit, anlaşılabilir ve dene-
    yimlenebilen durumların matematiksel yapısını inşa etme çabası söz

    konusudur.

    Özgürlük konusunda matematiksel gerekçe, süregelen tartışma-
    lardan ve anlamlandırmada ortaya çıkan farklılıklardan kaynaklan-
    maktadır. İnançlar, pratik yaşamın nedenselliğinden kaynaklandığı-
    na göre, onların ortaya çıkışındaki yapısal sorunlar, matematiksel

    modelleme ile düşünce boyutunda temellendirilmeye muhtaçtır. Bu

    anlamda özgürlük ile sorumluluk arasında inançların etkisinde ku-
    rulmuş ilişkinin yeniden ele alınması gerekir.

    Bilincin farkında olduğu eylem kombinasyonları, içinde bulun-
    duğu toplumsal dildeki kavram çeşitliliğiyle ve bilincin yöneldiği

    eylem planlarıyla birlikte ele alınmalıdır. Böylece özgür ya da özgür

    hissetmeme durumu kişinin psikolojik durumuna ve eylem kombi-
    nasyonlarının farkındalığına göre de değişecektir. Çalışmada, kulla-
    nılan dildeki kavram sayısına bağlı olarak, bunların kombinasyonla-
    rının matematiksel modellemesi sayesinde bilincin yöneldiği eylem

    olanaklarının gerçekleşebilme olasılığının özgürlük tartışmalarına
    nasıl yön verdiği anlatılmaya çalışılacaktır. Bunun ölçümü ancak
    matematiksel modelleme ile denenebilir. Bu nedenle, bilince eşlik

    eden deneyim dünyasının, istencin ve bilgi düzeyinin özgürlük his-
    sinin ortaya çıkışındaki etkisi tartışılmalıdır.

    Özgürlüğün Matematiği ¿ 7
    Her türlü yeni teknoloji, bilim ve sanat ürünü yaratıcı düşüncenin
    varlığına işaret eder ve bunun için bilincin özgür olması gerektiğine

    inanılır. Yaratıcı düşüncenin kendisine ne tür bir özgürlük alanı aç-
    tığı ve bilincin özgürlüğünü deneyimlemesinin yaratıcı düşünce ile

    olan ilişkisi ve psikolojik faktörlerin özgürlük inancını nasıl etkile-
    diğine ise, ayrıca değinilmelidir.

    Her türlü kaotik deneyim, bir takım periyodik deneyimin (zaman

    kurgusu olarak ele alınabilir) varlığında ve bilincin kendisini konum-
    landırmasına bağlı olarak yorumlanır. Bu açıdan bilincin, hem bir

    nedeni olarak hem de gözlemleyicisi olarak kaosun farkında olması
    önemlidir. Kaos, bilincin matematiği kullanım biçimine bağlı olarak
    çok çeşitli farkında olma düzeylerinde ele alınmalıdır. Buna göre, bu
    farkında olmanın özgürlük düşüncesine olan etkisi ele alınmalıdır.
    Peki, özgürlüğün olanağının ne tür yorumlanması gerektiğine
    ilişkin varsayımlara neden olabilecek, kurgulanmaya çalışılan bu

    matematiksel modelleme, etiğin bir konusu olarak nasıl ele alınma-
    lıdır? Bu noktada, özgürlük düşüncesinin araç ve amaç olarak ele

    alınışına bağlı olarak farklı etik yorumlamalar yapılabilir. Ancak,

    özgürlük kavramının etik yorumlamaları matematiksel bir süreç ol-
    maktan çok, belli bir etik sonuca – normatif ya da betimsel – ulaşma

    ve bir çözüme varma amacı taşır. Halbuki, özgürlüğün olanağıyla

    ilgili varsayımların matematiksel modellemesi normatif ya da be-
    timsel bir etik sonuç elde etmeye yönelik değil, tam tersine sürecin

    kendisinin matematiksel bir analizinden ibarettir. Netice olarak bu
    noktada özgürlüğün varlığına ilişkin yorumlamaların ne tür zihinsel

    süreçlerden geçtiği matematiksel olarak ortaya konulmaya çalışıl-
    mıştır.

    Deneyim kombinasyonlarının kesişmesi ve birleşmesine bağlı
    olarak, güç dengelerinin varlığında özgürlük alanlarının daralması
    ve genişlemesi ile birlikte, özgürlük hissinin toplumsallaşması söz
    konusu olmaktadır. Toplumsal olan her düşünce, eğitim ile birlikte

    8 ¿ Özgürlüğün Matematiği
    yorumlanır ve eğitimin her aşamasında kendisine bir yer bulur. Bu

    nedenle, özgürlük tartışmalarında eğitimin özgürlük düşüncesini na-
    sıl şekillendirdiği ve özgür hissetmenin eğitimle nasıl sağlanabilece-
    ğine çalışmada yer verilecektir.

    Gerçeklikler arasındaki ilişkilerin, deneyim dünyasının oluşu-
    munda algı, duyum ve bilginin birbirine olan etkilerin doğası düşü-
    nüldüğünde, matematiksel ifadelerin yetersiz olacağı düşünülebilir.

    Ancak, bir tartışmada ortaya konan düşüncenin aksini iddia etme du-
    rumunda matematiğin gücü ve tutarlılığından yararlanmak, bilinçte

    daha keskin bir anlamlandırma olanağı doğurabilmektedir.

    Daha fazla bilgi
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.